Çeyrek asırı aşan bir zamandır sektörde faaliyet gösteren ve hemen hemen tüm salonlarda ürünleriyle var olan Tanaçan Kozmetik’in kurucusu Koray Çıtak bu sayımızda bizlerle birlikte. Uzun zamandır yapmayı planladığımız bu söyleşi aslında sektörün ihtiyacı olan istikrarlı ve güven veren bir firmaya bizim aracılığımızla sektörümüzün de özel bir teşekkürü.
Önce kuruluştan başlayalım?
Kolay Çıtak: Tanaçan Kozmetik ilk kuruluşunu 1984 yılında yapıyor. Çeyrek asrı geçen bir mazimiz var. ilk kuruluşumuz bir güzellik salonu çerçevesinde oluyor. Güzellik salonunun kurulmasının sebebi de o zamanlar Türkiye’ye gelen Lancome, Christian Dior ve Clarence markalannı satan kısmının Fransız olan müdürünün benim arkadaşım olmasıydı. Onların yardımıyla ve benim onlara desteğimle Levent’de Naturel isimli bir güzellik salonu açtık. O zamanlar güzellik salonları yeni çıkıyordu ve insanların çok talep ettiği bir yerdi. Aylar süren randevular almaya başladık. Müşteriler burada cilt bakımı, masaj gibi servisler görüyorlardı. Sonra müşterilerimiz “Bize ağda da yapın.” dediler. O zamanlar Türkiye’de sadece şeker ağda var. Araştırdık ve 1-2 tane konserve içinde sir ağda denilen bir şey bulduk. Ama bulmak bile zordu. Firmadan peşin ödeme yaparak ürünü alıyorduk. İkinci kutuyu isteyince ise kalmadı diyorlardı. Sonra CosmoF’rof’a gittik ve Alitalia diye 3. şahıslara ağda yapan bir firma ile tanıştım. Signoretti isimli bir bey ile yaptığımız görüşmeler sonucu bana 1 kamyoneti tutrnayacak bir mal gönderdi. Müşteriler çok memnun kaldılar. Muazzam bir talep gelmeye başladı ve bu ürünü satmaya karar verdik.
Alışmak kolay oldu mu?
Koray Çıtak: Kolay kullanılan bir ürün olmadığı için hemen bir eğitim sistemi kurduk. Ürünü eğitmeden vermedik ve piramidin yukarısından, tanınmış kuaförlerden başladık satışa. Diğer kuaförlerde onlardan görüp talep etmeye başladılar. Eğilimi hep şart tuttuk. Salonlara ürünleri hep faturalı sattık. Başarımızın bir sırrının da bu olduğunu düşüyorum. Bize itimat ettiler. Kuaförlerin sayısı gitgide arttı ve toptancılardan da talepler gelmeye başladı. Muazzam bir ağ kurmaya karar verdik.
Ürünümüz lüks değil ihtiyaç. Seçici olarak, her şehirde iyi toptancılarla çalışmaya başladık ve onları da eğittik. Toptancı ağı da büyüdü. Sonra kuaför odaları, halk eğitim merkezleri ile ortaklaşa çalışmalar yapmaya karar verdik. Çok erken safhada bu kurumlarla çok ciddi çalışmalara girdik ve Türkiye’de “ağdacı” bir sınıf yarattık. Başka bir şey getirmeden manikürcülerin ihtiyaçları olan ürünlerde kalmaya karar verdik ve 25 senedir çıkamadık. Manikürcüler makyaj kısmına girdiği için makyaj kısmına da girdik. Ama hep işimiz manikür pedikür yapan arkadaşlar ile oldu. Bizim bütün ordumuz onlar oldu. İşe başladığımızdan beri 3-4 tane prensip üzerinde durduk.
Birincisi eğitim prensibi ki eğitimsiz hiçbir şey yapmadık. İkincisi müşteriye saygı prensibi. Hep müşteriye saygı duyulmasını söyledik. Ucuz ürün alınmamasını ve müşteriye saygının olmasını öğrettik. Müşteri bunu bilmediği için müşteriye bilinçsiz olarak kötülük yapmayın. Sağlık Bakanlığı izni olan, eğitimi olan müşteriye zarar vermeyecek ürünler kullanın. Farklılık yaratın Prensibini de öğretmeye çalıştık. Fiyat indirimi yerine müşteriye kullandığı ürünü, yaptığı servisi daha başarılı anlatarak farklılık yaratma fikrini benimsettik. Bir başka çok önemli bir konu ise “Önce hijyen oldu.
Hijyen konusunu biraz daha açar mısınız?
Koray Çıtak: Bu maalesef Türkiye’nin kapanmayan bir yarası. Bu nedenle şimdi ağda ve manikür ile hiç alakası olmayan hijyen sektörüne de girdik; Manikür yapılırken insanların enfeksiyon kapmamaları için gerek ürünlere girdik. Şu anda çok daha büyük bir projemiz var. Biz istiyoruz ki kuaförler hastane temizliğinde olsun. Kuaförlerde de hastanelerdeki gibi bir temizlik olsun. Ve dünyanın en büyük hijyen firması olan Anios isimli firması ile görüşmeler yapıyoruz. Kuafördeki her şey insanlara pırıl pırıl bir şekilde sunulsun. Çünkü kuaförlük bir memleketin lüksünü gösteren bir olaydır. Yani kuaför dediğiniz zaman bir memleketin refahını görürsünüz. Bunun da bu işe yakışır bir şekilde yapılması lazım. Biz de bu işin manikür, pedikür ve ağda kısmını elimize aldık. Şimdi de hijyen kısmında projelerimiz var. Burada ki tek problem ülkemizde kurumsal olmayan, merdiven alt kayıtsız bir ekonominin devam etmesi. Bunun cezasını hükümet değil kuaför verecek. Kuaför “Ben kurumsal firmalardan ürün alırım.” dediği ve müsterisine de bunu hissettirdiği gün değişim başlayacaktır. “Müsteriye saygı “ isimli çalışmamızda kuaför salonları için ufak broşürler hazırlayarak müşteriyi bilinçlendirmeye çalışıyoruz.
Geleceğe yönelik ne tür çalışmalarınız bulunuyor?
Koray Çıtak: Kendi web sayfalarımız haricide aşağı yukarı 6’ya yakın web sayfası kurduk. Tanaçan market ve kozmetik site dediğimiz satış sitelerimiz haricinde kozmetik video diye bir site kurduk. Bütün ürünlerin videolu kullanımlarını gösteriyor. Kuaför ilanlarını kurduk ki burada kuaförler ücretsiz eleman buluyor. Kuaför rehberinde müşteriler gidecekleri kuaförleri arıyorlar. Kuaför haberlerinde kuaförler haberlerini paylaşıyor. Tanaçan Blog, Facebook ve Twitter ile internetin bütün kapsama alanına girdik. Tanaçan markete 2000’in üzerinde kuaför giriyor ve sipariş veriyor. Bu işi internet safhasında da ileriye götürürsek orada bir potansiyel yaratacağımıza inanıyorum. Şu anda ürünlerimizi satan 110 bayimiz var. 110 bayi çok büyük bir rakam. Şu anda bizde 30 bin üzerinde kuaför salonu verisi bulunuyor. Kuaförlere yönelik 20 senelik mazimiz de bir sermayemiz oldu. 0 da kuaförün itimadından kaynaklanıyor.